Küçük cilve/Kişisel Gelişim


Bazen akla gelinmeyecek kadar zor işlemleri kâğıda döküyoruz. Özel günlerimizi unutup, dünya sorunlarını kendimize sorun hale getiriyoruz. Akıllı bir geleceği akılsız bir duyguyla ifade ederek, kendimizi sömürüyoruz. Düşündüklerimizden öte düşüncelerimize yer vermiyoruz. Buda bizi doğru kılıyor. Avucumuzda aldığımız soluk nefesimizi başkalarına mal ederek, yağ gibi üste çıkıyoruz. Zamanın küçük cilvesinde, kendimizi popülizme olarak görüyoruz. Hobilerimizi beğeni olarak görüp, içsel becerimizi unutuyoruz. Mütevaziliği gösterip, değerimizi hiçe sayıyoruz. Üstünlük monoluğunu sürrealist olarak ifade ediyoruz. Realist fikirleri basit konuma düşüyoruz. Bir eserin başkahramanı olmak için, yakınlık ilişkilerini görmezden geliyoruz. Bir cinse ya çok değer veriyoruz. Ya da değersiz kılıyoruz. Bir kilisede günahları çıkartıyoruz. Saniyesi geçmeden aynı günahı işliyoruz. Bir camide dua ediyoruz. Bir sokakta bencillik yapıyoruz. Ateşe tapıyoruz. Ateşi söndürmek için, su döküyoruz. Puta tapıyoruz, kendi dilimizle tarih deyip geçiyoruz. Herhangi bir inanca tapıyoruz, inançların dediklerini yapmıyoruz. Bu da bizi, Hata-i Sulhems’e sürüklüyor.
(İnançlar nasıl yaşanılırsa yaşansın. Doğru hareketler sergilenmedikçe direktif, hata olarak kabul edilir.) TELİF 7868 H.Y
Milyonlarca yanlışın içinde doğruları fark etmemek için kılıf değiştiriyoruz.
Yukarıda beyan ettiğim kelimelerin yüzde doksan dokuzu, doğru olarak kabul edildiğini ve araştırmam neticesinde keşfedildiğini kanat ederim. Eğer ki doğruluk kahramanı olmak istiyorsanız. Doğruluk ilkesine göz atmanızda bir sakınca olmaz. Dürüstlük ilkesinde; yalan, itibarsızlık, kaçamak ve birçok yanlış olarak kabul edilen fikirlerin, yok oluşunu göstermektedir.

Bunu hiçbir zaman unutmayın! Zamanın tek meyvesisiniz. Bu dünyada bir meyve eksik olursa, yeni bir meyvenin yeşermesi de mutlaka olur. Bu döngü sürekli döner. Bunu da gözden geçirmek lazım: Her meyvenin bıraktığı tohumlar, yeni bir meyvenin önce ki meyveyi temsil edeceği de unutulmamalıdır. Size bir soru yönelteyim. Bir doğuş, bir de ölüş arasında ki zaman diliminin güzelliklerle olması için neler yapardınız? Bunun cevabını açıklamak, sizden bir şey götüreceğini sanmamaktayım. Bir soru daha söylemek istiyorum. Bu hayatın temel amaçları nelerdir? Ya da bu amaçlar kimler vasıtasıyla bize nalk edilir? Bu soruların cevabını yazmanız beni mutlu edecektir. Geçen haftalarda evimi mektup yığınına çeviren New York halkına teşekkürlerimi sunarım. Her neyse… Tabi bazen hayatınız doğru gitmeye bilir. Biri daldan sizi koparır. Bir diş atar ve sizi bir köşeye fırlatır. Buda sizin kaderinizi alt üst eder. Git gide çürüyüp yok olursunuz.  Eğer ki geleceğe bir meyve bırakıyorsanız. O meyvenin tadı da sizin gibi şekerimsi ve bol proteinli olmalıdır. Son sözlerimi tek sözümle bitirmek istiyorum.

Başarmak, başarının abidesidir. Doğruluk başarıyı kazandırır. Hayatınızda güzel saniyeler geçirmeniz ümidiyle… Şimdilik güzelliklerle kalın.

 Hikmetullah Yetkin
(yazar, şair, yapımcı, yayımcı oyuncu ve gazeteci)



Yorumlar